Wednesday 7 March 2012

İsviçre - Cenevre


Cenevre İsviçre'nin Fransızca konuşulan kantonlarının en büyük kenti. Birleşmiş Milletler CERN gibi bir çok uluslararası kuruluşun genel merkezi Cenevre'de . Cenevre  tarihi ve kültürel açıdan Protestanlığın Kalvenizm kolunun Avrupa'daki tarihi merkezi olma, Jean Jacques Rousseau,  Voltaire, Borges gibi bir çok kültür ve sanat insanının doğduğu ya da hayatlarının bir bölümlerini geçirdiği şehir olmak gibi özelliklere sahip. Avrupa'nın en yüksek zirvesi olan Mont Blanc dağına en yakın şehir ise yine Cenevre bu yüzden ğek çok dağcı ve tırmanışçının yolu da bu şehre düşüyor. İsviçre'nin ününe ün katan ve Rolex, Patek Philippe gibi markalarıyla tanınan meşhur saat endüstrisi de ağırlıklı olarak bu şehirde bulunuyor. Cenevre'nin havası ve iklimi de yaşanabilirlik açısından oldukça ideal.



İsviçre Saatleri ve Patek Philippe Müzesi
Lüks, pahalı ve el yapımı saatler deyince akla genellikle İsviçre geliyor. İsviçre'nin saat endüstrisi ise büyük ölçüde Fransızca konuşulan kantonlar ve özellikle de Cenevre kenti çevresinde yoğunlaşmış durumda. İsviçre'ye saat yapımcılığını 16. yüzyılda Fransa'dan kaçan Huguenot (Fransız protestanı) zanaatkar ve ustalar getirmiş. İsviçre saatlerinin en önemli özelliği el yapımı olmaları ve her saatin çok sayıda farklı işlev gören küçük ama hassas mekanizmadan (complication) oluşması. İsviçre saat markaları içinde kalitesi ve pahalılığı ile en çok ün yapmış olanı ise Patek Philippe. En ucuz Patek saatlerinin 15.000-20.000 €'dan başladığını ve 1 milyon €'ya kadar çıkabildiğini düşünürsek nasıl bir marka olduğunu anlamak daha kolay olabilir. Bugün Cenevre'nin tek ve en büyük saat müzesini Patek Philippe firması işletiyor. Daha önce devlete bağlı bir saat müzesi de varmış ama bu müze bir gece soyulmuş ve içindeki binlerce saatin tümü (bir tane bile kalmayacak şekilde) hırsızlar tarafından boşaltılmış. Bu olayın oluş şekli bize biraz tuhaf gelip kıllandırsa da yorum yok deyip müzenin zengin koleksiyonunun keyfini çıkarmayı tercih ettik.
İsviçre Çikolataları ve Auer Pastanesi
Malum olduğu üzere İsviçre çikolataları ile de ünlü bir ülke. Tüm Avrupa'ya ihracat yapan Millka, Frey, Tobleron, Lindt gibi markalar hemen herkes tarafından biliniyor. Ama bir de tamamen yerel ve küçük ölçekte üretim yapan aile işletmeleri, çikolata atölyeleri ve pastaneler var ki zaten pahalı bir ülke olan İsviçre'de fiyatları el yaksa da çikolata ve şekerlemenin -deyim yerindeyse- kralı asıl buralarda yenebilir. Auer Pastanesi Cenevre'de ününü sonuna kadar hakeden ve duvarları gastronomi ödülleri ile kaplı tarihi bir pastane. Biz hayatımızda yediğimiz en güzel bademli çikolatayı buradan yedik, ve o kadar beğendik ki bir gün mutlaka Cenevre'ye gelip tekrar yemeye karar verdik.
Jet d'Eau
Jet d'Eau (Water-Jet), Cenevre'de Leman gölünün hemen karşı kıyısında bulunan ve an itibarı ile halen dünyanın en yükseğe su püskürten fıskiyesi. Günün 24 saati gölden aldığı suyu yerden 140 metre yükseğe 200 km/saat hızla püskürten Jet d'Eau'yu gölün karşı kıyısından izlemek oldukça keyifli.

Jean Calvin ve Kalvenizm

Cenevre'nin tarihi ve kültürel olarak Protestanlığın Kalvenizm kolunun merkezi olmuş. Fransız bir teolog ve Kalvenizm'in kurucusu olan Jean Calvin kendi adını alan inanç sistemini hayatının büyük bir bölümünü geçirdiği Cenevre'de geliştirmiş ve yaymış. Bugün Avrupa'da İsviçre, Hollanda ve İskoçya'da en yaygın dini grup olan Kalvenizm ticaret, tutumlu olma ve mütavaziliğe verdiği önem ile bilinir. Calvin'in vaazlarının büyük bölümünü verdiği şapel bugün Cenevre'de halen ziyarete açık. Kalvenizm'in temel düsturuna uygun olarak gayet mütevazi ve gösterişsiz inşa edilen bu kilise güney Avrupa'nın görkemli kilise ve katedrallerine alışık olanlarda hayal kırıklığı yaratabilir.
Müziğin kilisede ilk ve yoğun olarak kullanımı ilk defa Protestan reformasyonundan sonra başlamış. Handel, Bach gibi bir çok barok besteci de bu dönemin yarattığı ortamda yetişmiş ve eserler vermişler. Bugün Cenevre'de kiliseler her ne kadar sade olsa da hepsinde bir müzik aleti mutlaka bulunuyor ve çalınıyor. Aşağıdaki fotoğraf Calvin'in kendi adını taşayan 500 yıllık kilisede çekildi.
La Théière qui rit - The Laughing Teapot
Cenevre'nin oldukça inişli çıkışlı olan tarihi eski şehir bölgesini dolaşırken arada yorgunluk atıp değişik çaylar içmek ve nefis kekler tatmak için ideal mekan: Gülen Çaydanlık Çay Evi. Çaylar sallama poşet çay değil ve gerçek çay yaprakları.
Brasseire Molard
Cenevre şehrinde de Avrupa'nın bu bölgesinde olduğu gibi yerel olarak bira üreten onlarca brasserie (bira üretimi ve sunumu yapan işletme) var. Bu brasserie'lerde bir çok kişi, olay, yıldönümü ve mekana ithafen çıkarılmış birbirinden farklı yüzlerce bira bulunabiliyor. Calvinizm'in merkezi olan Cenevre'de Calvin'in adına ve anısına çıkarılmış Calvinus adında bir bira dahi var. Internet adreslerindeki Calvin ve bira animasyonu oldukça keyifli ve Cenevrelilerin kendi kültürlerini rahatça tiye alabilen mizah anlayışını gösteriyor.
Bu birahane/ biraevleri içinde bizim en çok gittiğimiz yer Molard biraevi oldu. Bu biraevi hem oldukça merkezi bir yerde, hem de biraları çok çeşitli ve lezzetli.
Jean Jacques Rousseau
Bir çok önemli kültür, bilim ve sanat adamının Cenevre doğumlu olduğunu ya da hayatlarının önemli bir bölümünü burada geçirdiklerini söylemiştik. Bunların en ünlülerinden biri aydınlanma hareketinin en önemli isimlerinden Rousseau. Rousseau Cenevre'de doğmuş ve hayatının tümünü bu şehirde geçirmiş. İlginç ve eğlenceli bir anektod ise yine aydınlanmanın en önemli isimlerinen olan Voltaire'in hayatının bir bölümünü aynı dönemlerde yine Cenevre'de ve sadece iki sokak ötede geçirmesi. Yalnız Rousseau ve Voltaire kimbilir neden küs oldukları için birbirleriyle hiç görüşmemiş, hatta birbirlerini görünce yollarını değiştirmişler.
Carouge
Cenevre'ye gitmişken Carouge'a da uğramadan dönmek olmaz. Burası zamanında Cenevre'den ayrı küçük bir kasabayken, zamanla şehrin büyümesiyle Cenevre'nin bir mahallesi haline gelmiş. Carouge İtalyan asıllıların yoğun olarak yaşadığı ve bu nedenle Akdenizli atmosferi baskın olan bir mahalle. Cenevre'de sanat galerilerinin, küçük butiklerin,  kültür merkezi ve sinemateklerin de en yoğun olarak bulunduğu mahalle burası. Yalnız İsviçre'de dükkanların çok erken kapandığını hesaba katarak günün keyfini çıkarabilmek için erkenden gitmekte fayda var.

No comments:

Post a Comment